GTA 5 Detaylı İncelemesi

GTA 5 ilk duyurulduğunda herkes ana karakterin kim olacağını konuşuyordu. Bir kısım kesim, orta yaşlı bir aile babasını oynayacağız derken, bir diğer kesim Latin bir adamı oynayacağımızı iddia ediyordu. Hatta CJ ve -Vice City’den hatırlayacağımız- Tommy’nin bile adı bu dedikoduların arasında geçmişti. Sonuç olarak tahminler kısmen doğru çıktı. Kısmen diyorum çünkü kimse böyle bir şeyin çıkacağını düşünememişti. Rockstar, GTA 5’te bir değil, iki değil, tam üç ana karakteri aynı anda yöneteceğimizi açıkladı ve böylece GTA 5’in seri adına getireceği en büyük yeniliği oyunculara duyurmuş oldu.

Karakterler

Michael:

Orta yaşlı, eski bir banka soyguncusu olan Michael, berbat bir aile hayatının içinde. Karısıyla arasının kötü olması bir yana, oğlu ve kızıyla da iletişim problemleri had safhada. Zaten oyunun ilk aşamalarında Michael’in aile problemleri sayesinde bol bol eğlenceli görevlere çıkacaksınız. 
Michael’in bu aile problemlerinin belki de en büyük sebebi yerli yersiz ortaya çıkan öfkesi. Kendini dizginlemeye çalışsa da öfke kontrolünde sıkıntıları olan bir karakter. Kendisinin bir zamanların efsanevi hırsızlarından biri olduğunu bilmek, karakterin ailesiyle olan çaresiz diyaloğuna daha da acıklı bakmanıza yol açıyor. 
Öfkesi, lafını esirgememesi, ona buna atar yapması, fakat bunları rağmen nerede duracağını bilmesi Michael’i özel kılan karakter detaylarından. Oynanış esnasında size en büyük artısı da gizli gitme yeteneği ve silah kullanırken ağır çekime girebilmesi. Fakat ağır çekime girdiğiniz anda sadece düşmanlar değil, Michael da ağırlaşıyor. O yüzden buradaki dinamiği bir ‘Max Payne ağır çekimi’ olarak algılamayın.

Trevor:

Michael’ın karakter detaylarını tanımlarken kullandığım kelimeleri alın, içinden “nerede duracağını bilmesi” kalıbını çıkartın. Çıkarttınız mı? Şimdi kalan tanımlama kalıplarını üçle, hatta 10 ile çarpın. İşte karşınızda Trevor! Kendisi tam anlamıyla bir çatlak. Michael’ın eski ortaklarından. Bir anda sinirlenmek kelimesi Trevor için oldukça hafif kalır. Zaten Michael ile Trevor yan yana geldiğinde Michael, bir melek gibi kalıyor. (Zaten Michael’ın kendisi de oyun içinde aynen bu cümleyi kullanıyor.) Bir uyuşturucu imparatorluğu kurma hayalinde olan Trevor, bu amacı doğrultusunda elinden gelen her şeyi (ama her şeyi) yapmaya oldukça hazır. Sırt Trevor’ın kontrolsüzlüğü bile sizi oldukça farklı durumların içine sokuyor. Fakat tüm bu saydığım eksik özelliklerine rağmen, “delikanlı” olarak tasvir edebileceğimiz bir yanı da var bu psikopatın. Aile ve arkadaşlık değerleri Trevor için oldukça önemli. Bunu belki size her zaman hissettirmiyor olabilir ama hissettirdiği zaman, “alem kendini bozmuş Trevor, bakma sen bunlara” diyesiniz geliyor. 

Franklin

Oyundaki siyahi karakterimiz. Kendisi araba çalma işlerine odaklanmış, köşeyi hızlı yoldan dönmeye çalışan çeteden bozma biri. Oyundaki en net adamlardan bir tanesi. Bir şey hoşuna gitmediği zaman belirtmekten çekinmeyen, vefalı, doğrucu (bir hırsız ne kadar doğrucu olabilirse artık) ve kesin tavırlı bir karakter. Göreceğiniz üç karakter arasında en düzgün adamın Franklin olduğunu söylemem gerek. Tabii bu onu daha az sevmenize de yol açabilir. Orası sizin takdirinize kalmış. 

Rockstar Klasiği:

Rockstar’ın açık dünya oyunlarında genel olarak bir ağırdan alma durumu söz konusudur. Karakterleri ve dünyayı size tanıtmak adına size hemen hızlı bir araba vermez, elinize bir makineli tüfek tutuşturmaz. Önce efendi gibi dandik aracımıza (ya da atımıza) bineriz, gider paşa paşa basit işlerin peşinden koştururuz. Ama sonrasında istemediğiniz kadar araç, istemediğiniz kadar silah emrimize amade olur. Rockstar’ın bugüne kadar izlediği bu tutumu eleştirmek bir yana, oldukça beğenmişimdir. Bizi bu sayede hikayeye, ortama ve karaktere ısındırır. Fakat bu tutumun tekrar oynanabilirliğe de bir balta vurduğu gerçek. Sebebin bu olduğunu sanmasam da GTA 5 bu açıdan Rockstar’ın önceki açık dünya oyunlarına benzemiyor. Oyunun en başından hızlı bir giriş yapan Rockstar, araba, silah ne isterseniz fazlasıyla size temin ediyor. Tabii işin ucunda 3 karakter ve anlatılacak 3 hikaye olacağını düşününce ağırdan alma işi oyunu fazlasıyla lastik kıvamına sokabilirdi. Bu açıdan Rockstar’ın bu tutumu, GTA 5’e hızlı girmenize yarıyor. Ama yeterince ısınma turu olmadığı için bağlılık konusunda sizi zayıflatıyor. Belki hemen elimize silahı alıyoruz ama kalbimizi kolay kaptıramıyoruz. 

Oyun çıkmadan önce GTA 5’i takip ettiyseniz görev bazında ana konunun banka soygunu olacağını duymuşsunuzdur. GTA 4’ün en sevilen görevlerinden birinin banka soygunu olduğunu düşününce, insanlarGTA 5 için ekstra bir heyecan duyuyor. Eğer siz de bu hevesle oyuna başlayacaklardansanız önce sakin olun ve derin bir nefes alın. Öyle banka soygunu yapmak kolay değil. Beklemeniz gerekiyor. Hem de uzun bir süre. Yeterince bekledikten sonra bir de bakıyorsunuz ki banka soymak oyunda ufak bir yer işgal ediyor. Ama bu az sayıdaki banka soygunu görevlerinden de tatmin olarak ayrılıyorsunuz. Soygundan önce adam kiralamak, taktiğinizi belirlemek gibi minimal seçimler yapabilmeniz, ufak çapta bir Oceans 11 tadı almanızı sağlıyor. Üstelik bu seçimlere göre gelişen diyaloglar ve olaylar da işin tuzu biberi oluyor. Fakat sonuç olarak GTA 5 iddia edildiği gibi banka soymak üzerine kurulu bir oyun değil. 
Şahsen bu o kadar da kötü bir durum değil. Koskaca GTA’yı bir banka soygunu oyununa çevirmek çok da mantıklı bir iş olmazdı zaten. Ama banka soymak yerine yaptığımız görevlerin de en az soygun görevleri kadar kaliteli olması gerekir ki, “Hadi, nerede benim banka soygunu görevlerim?” diye serzenişte bulunmayalım. Özellikle oyunun yarısına kadar banka soygunu kalitesindeki görevleri oldukça aradım. Fakat ilerleyen aşamalarda ortaya çıkan farklı tattaki görevleriyle GTA 5 bu açığı kapatmayı fazlasıyla başardı. 

Sonuç:

GTA 5 kaplama detayı olarak ele alındığında günümüzün sağlam yapımlarından daha geride kalıyor. Ancak teknik, sadece kaplama kalitesiyle ölçülebilir bir şey değil. Bunu en iyi anlayacağınız an, Los Santos tepelerine çıkıp, yol kenarından geçen arabaların sesi eşliğinde şehrin gece manzarasını seyrettiğiniz an olacak. Uzak çizim mesafesi konusunda sınırları zorlayan Rockstar, GTA 5 ile gene kendini aşmış. Bu kadar grafiğe, bu kadar geniş çevreye, bu kadar ufak detaya rağmen; hem dolu bir şehir yaratabilmek, hem bunu gösterebilmek, hem de bunları loading ekranı olmaksızın aktarabilmek, günümüzde her firmanın yapabileceği bir şey değil. Oyunun en başındaki loading ekranı dışında, oyunun ara sahnelerinden tutun da mekan geçişlerine kadar hiçbir yerde herhangi bir loading ile karşılaşmıyoruz. Zaten Rockstar bu gücünü de kullanarak ara sahnelerini oynanışla iç içe geçirmiş ve daha etkileyici bir anlatım yakalamış. Ara sahnelerin başlangıcı ve bitişi oldukça yumuşak geçişlere gebe. (MGS4 oynayanlar gözlerinde canlandırmışlardır.)

Teknik anlamdaki kuvvetin yanında hoşuma giden bir detayı daha paylaşmak istiyorum. Artık görev esnasında müzik çalıyor. Bahsettiğim radyo müziği değil. Oyun için bestelenen, göreve uygun müzikler çalıyor. Konsepte inanılmaz yakışan bu müzikler, bir soygun görevi öncesinde sizi anında havaya sokuyor. Seri adına olması gereken bir gelişme sonunda GTA 5’te gerçekleşmiş. 
Müzik demişken radyo kanallarının da taş gibi yerinde durduğunu söylemeliyim. Sayıları artmış ve müzik çeşitliliği de inanılmaz iyi. Yani aslında bir sürpriz yok, her şey olması gerektiği gibi, GTA kalitesinde.
GTA 5’in üst düzey bir yapım olduğu şüphe götürmez bir gerçek. (Her ne kadar bizim ofiste aksini düşünenler olsa da.:)) Ancak bazı konularda beni üzdüğünü yazı içerisinde hissetmişsinizdir. Özellikle GTA 4 ile beraber gelen görev kalitesindeki bu bir adımlık geriye gidiş ve tempo kaybı beni GTA 5 adına en çok üzen durum oldu. Fakat açık dünya oyunu olarak ele alındığında ‘manyaklık’ derecesindeki detaylılığıyla GTA 5 gibi bir oyun, kaçırılmaması gereken nadide bir çiçeğe dönüşüyor. Michael, Trevor, Franklin bahane, GTA 5 şahane sevgili okurlar. Oyun dünyasında az rastlanır bu yapımı denemeden es geçmeyin, bir oyuncunun ucundan da olsa muhakkak oynaması gereken bu yapımı kaçırmayın.


0 yorum :